Değerli okuyucularımız,
Sabah uyandığınızda telefonunuzdaki hava durumu uygulamasından, akşam izlediğiniz dizinin size özel tavsiyelerine; bankanızın dolandırıcılık tespit sisteminden, trafikteki navigasyon uygulamanızın sizi en hızlı yoldan götürmesine kadar... Tüm bunların arkasında sessizce çalışan bir deha yatıyor: Yapay Zeka (AI). Bu yazıyı bile ondan destek alarak hazırladım. Çünkü lüks değil artık bir ihtiyaç.
Peki, nedir bu "yapay zeka" denen şey? Westworld dizisindeki gibi insanları taklit eden, özgür iradeleri olan robotlar mı? Yoksa insanlığa meydan okuyan Arnold Schwarzenegger "Skynet" bilim kurgu filmlerindeki benzeri sistemler mi? Bunları yaşadıkça göreceğiz. Albert Einstein’ın zamanında doğa üstü sanılan şaşırtıcı olayları bilimsel olarak detayları ile sunduğu biliyoruz. Bu açıdan yeni bir dönem ve eğer hayatımız kolaylaşsın istiyorsak yapay zekanın "korkulacak" değil, " incelenecek " ve " anlaşılacak " bir olay olduğunu kabul edeceğiz.
Yapay Zeka Nedir: Görünmez Bir Dokunuş, Her Yerde Bir Akıl
Yapay zeka, hayatımızı taklit eder. Belirlenmiş amaçlara ulaşmak için tasarlanmıştır. Kısaca bildiğiniz bilgisayar sistemleridir. Bu sistemler, tıpkı bizim gibi, verilerden öğrenir, akıl yürütür, problem çözer ve algılar. Ancak bizden farklı olarak, yorulmazlar, duygusal iniş çıkışlar yaşamazlar ve milyarlarca veriyi saniyeler içinde işleyebilirler. Yani bedensel anlamda insanı taklit eder ve verimliliği ise katlamalı gider.
Bugün kullandığınız akıllı telefonunuz, aslında küçültülmüş bir yapay zeka harikasıdır. Siri, Google Asistan, otonom sürüş teknolojileri, online alışveriş siteleri size özel ürün önermesine kadar her yerde karşımıza çıkar. Mesela, Facebook gibi sosyal medya mecralarında aradığınız bittikten sonra hala gösterilen reklamlar bile yapay zeka örneğidir. İşte orada da yapay zeka sizin ihtiyaçlarınızı ve isteklerinizi öğrenir. Sizi sizin kadar tanımaya çalışır. Ne kadar bilgi alırsa sizi o kadar iyi tanır.
Türkiye'den İlk Kıvılcımlar: Biz Bu İşin Neresindeyiz?
Biz sadece tüketicisi miyiz, yoksa bu devrimin bir parçası mıyız? Kesinlikle parçasıyız! Hatta iddialı ve gelecek vadeden projelerle adımızdan söz ettiriyoruz.
Örneğin, Hukuk sektörü içerisinde Uyap sistemi tam manasıyla yapay zekaya geçti diyemeyiz ancak yapay zekanın çok hızlı ve kolay uygulanabileceği bir mecra. Yine aynı kaderi paylaşan İdari Yönetim Hizmetlerinde e-devlet uygulaması… Veri, yapay zekanın gıdasıdır. Onunla var olur ve devam eder. Bu uygulamalar ile yakın gelecekte devlet dairelerinde avukat, savcı, hakim, noter gibi meslekler, yapay zeka ile icra edilirse şaşırmayın. Bankacılık sektörüne bakalım. Artık banka şubesine gitmeden, müşteri temsilcisine bağlanmadan, cep telefonunuzdaki yapay zeka destekli sohbet botları (chatbotlar) aracılığıyla işlemlerinizi halledebiliyorsunuz. Şifre değiştirme, bakiye öğrenme, fatura ödeme... Bunların hepsini bir "sanal asistan" ile konuşarak yapmanız mümkün. Yüz tanıma ve parmak izi gibi özellikleriniz ile yapay zeka sizi tanır. Düşünün, bir zamanlar saatler süren banka kuyrukları vardı. Şimdi ise işlerinizi kolaylaştırmak için telefonunuzdan sizi gözetleyen ve takip eden bir asistanınız var.
Bir başka örnek mi? Sağlık sektörü! Türkiye'de bazı hastaneler, yapay zeka destekli sistemlerle görüntüleri (MR, tomografi gibi) analiz ederek potansiyel hastalıkları çok daha erken tespit edebiliyor. Doktorlarımızın bilgisine ve tecrübesine paha biçilmez bir yardımcı oluyor bu sistemler. Teşhis süreçlerini hızlandırarak, tedaviye daha erken başlanmasını sağlıyor ve binlerce hayatı kurtarma potansiyeli taşıyor. İnanılmaz bir şekilde tıp dünyası için bir dönüm noktası...
Mercedes, Amazon vb. firmaların İnsan Kaynakları ya da Müşteri Görüşmeleri artık yapay zeka tarafından izleniyor. Sınav veya mülakatlar o kadar şeffaf yapılacak ki duygu durumu, jest ve mimikler yapay zekadan kaçamıyor. Artık kopya çekmek imkansız. Yapay zeka, birçok açıdan analizler yapıp rapor sunabiliyor. Google Teams, Zoom gibi uygulamalarda görüşmelere yapay zeka da katılıyor. Siz müşterinizle görüşürken o da toplantıda alınması gereken notları, ihtiyaç ve istekleri özet şeklinde size sunabiliyor.
Yapay Zeka Öğrenmek Zorunda mıyız?
Pek çok insan, yapay zekayı öğrenmenin çok karmaşık bir şey olduğunu düşünüyor. "Benim matematik, yazılım bilgim yok ki" diyebilir veya "Bu işler bana çok uzak" diye düşünebilirsiniz. İşte tam da burada, bu yazı dizisinin temel mesajı devreye giriyor: Yapay zekadan korkmak yerine, onu anlamak ve onunla nasıl yaşayacağımızı öğrenmek zorundayız. Çünkü yapay zeka ile uyumlu olanların durumu zamanında at kullanan ile araba, uçak kullanan arasındaki fark gibidir. Amaç ve hedeflerinize daha hızlı ve emin şekilde gidersiniz. Ve bu, düşündüğünüzden çok daha kolay!
Sırf kullanımını yaygınlaştırmak için Finlandiya gibi ülkeler, ücretsiz kurslarla tüm vatandaşlarını hatta dünya geneline de açarak yapay zekanın temelleri konusunda eğitim veriyor. Amacı ne mi? Yapay zekayı gizemden arındırmak, ne olduğunu, neler yapabildiğini (ve yapamadığını) temel düzeyde herkese öğretmek. Bunu şöyle resmedebiliriz. Bir hapishanede olduğunuzu düşünün. Etrafınızda her yer kameralarla dolu ve siz nasıl çalıştığını bilmiyorsunuz. Bu yüzden sistemin boşluklarını bilmediğiniz için hapishaneden çıkamıyorsunuz. Ölü noktaları veya sistemin boşluklarını bilseniz istediğiniz zaman çıkar ve tekrar geri gelirsiniz. Yapay zekaya da aynı şekilde yanaşmalıyız. Üstelik artık yıllarca yazılım öğrenmeniz gerekmiyor. www.benimyapayzeka.com gibi siteler yapay zekadan faydalnmak için basitten zora yapay zeka eğitimleri veriyor.
Bu yazı dizisinin amacı, size yapay zeka uzmanı yapmak değil, bu yeni dünyada kendinize güvenle yer bulmanızı sağlamak.
Peki, Yapay zeka ekonomiyi nasıl değiştiriyor? İşlerimizi elimizden mi alıyor? Biz işlerimizde yapay zekayı nasıl kullanabiliriz? Mutlaka kod bilmek zorunda mıyız? Gibi soruları daha yakından inceleyeceğiz. Sadece yazı dizimi takip edin. Şimdilik Google Gemini ve Chat-Gpt’yi telefonunuz, tablet veya bilgisayarınıza yükleyin. App Store ya da Google Play’de arayın ve indirin. İhtiyaç ve isteklerinizin listesini yazın ve nasıl karşılayabileceğinizi sorun. Siz kurcalayın, ben geliyorum