balkanbirikim

Sami Sefer Coşkun/ YAZAR


BAZI DÜŞÜNCELERİN SONU OLMAZ!

Sabırla yaşarsanız, her asrın bir yenileyicisi olacağına mutlaka şahit olacaksınız.


 Şüphesiz Türk milleti, güçlü kağanları öncülüğünde çağları aşarak 
varlığını bu günlere taşıyabilmişse; öncelikle sabrı, Türkçe dili, köklü kültürü,
yüksek karakteri ve devlet kurmadaki azmi ile teşkilatlanma yeteneği 
sayesindedir.
Bugün elinizdeki Kökler ve Türkler kitabı Türk adını daha iyi idrak etmenize, Türklerin 
tarihi ile ilgili doğru bilgilenmenize ve bu konuda doğru akıl yürütmeleri yapabilmenize katkı sağlamak için yazılmıştır.
Günümüzde bağımsız ve özerk Türk devletleri vardır. Bu bağımsız Türk devletlerinin bayraklarındaki hilal, yıldız ile güneş neyi ifade etmektedir?
Türk mitolojisinde Ay, Güneş ve Yıldız’ın yer almasındaki düşünce, tıpkı bugün Türkiye Cumhuriyeti devletimizin bayrağında yer alan ay ve yıldız gibi. 
Eski zamanlarda da atalarımızın Güneş ışığının, yıldızların ve Ay’ın kutsal olduğuna inanmasıyla başlar. Çünkü Ay, Güneş ve Yıldız, Türkler için Gök Tengri’nin simgesi olarak bilinir.
Dünya coğrafyasındaki tüm milletlerin tarihleri efsanelerle başlar. 
Bazı Türk kaynaklara göre;
Bir gün Gök Tengri, Oğuz Han’ın çadırına güneş ışığını göndermiş. Daha sonra bu ışık, bir kurda dönüşmüş. Kurt, Oğuz Han’a: “Halkını al ve yola çık. 
Ben sana doğru yolu göstereceğim.” demiş. Uzun bir yolculuğun ardından Oğuz 
Kağan ve halkı, birlikte yaşayacakları güzel bir yurt kurmuşlar, kurt ise güneş 
ışığına dönüşmüş. Efsaneye göre; ışık, doğru yolun göstergesi olmuş.
İşte biz Türkler, bilinçaltımızda hâlâ atalarımızdan kalan bu köklü Türk kültürünü yaşamaya ve yaşatmaya devam ediyoruz. Binlerce yıl sonra bile 
bağımsız Türk devletlerinin bayraklarında mitolojiden alınmış olan kutsal simgelerimizin mevcut olduğunu görüyoruz.
Türkler, kökleri çok eskilere dayanan bir millettir. Birçok kola ayrılmış 
olsalar da köklerini hep hatırlayarak yaşamışlar ve varlıklarını sürdürdükleri 
topraklarda, daima pratik zekâlarını kullanarak tarihte silinmeyecek sosyokültürel izler bırakmışlardır. 
Uluğ Türkistan’dan güneşi arkalarına alan Türkler, gittikleri yerlerde 
barınmak için çadır kuran, ruhlarına saygı duyarak ölülerini balballarda-Türk 
mezar taşlarında- saklayan, binlerce kilometrelik yolu at üstünde aşan, demiri 
eritip döverek atına nal yapan, atları sevk ve idare etmek için koşum takımları 
hazırlayan; kilim, yayık, sofra, sini, kaşık, yay ve ok gibi araç gereçlerin gerekliliğinin farkına vararak ilkini yapmayı başaran; köprü, han, şadırvan, 
kümbet, ocak, maltız, maşa, palan, eyer, kamçı gibi eserler üreten; metal, cam, toprak, ahşap, deri, kemik, sedef ve çini gibi maddeleri çok önceleri şekillendirerek bugünlere taşıyan, papak gibi giyim ve kuşam ile deriyi insana 
giydiren, sofra ve kaşık ile yemek kültürünü insanlığa kazandıran, konservatif yiyecekler olan pastırmayı(bastırmayı) ve pestili üreten, meyveleri kurutup 
hayvanına yediren, hamam ve tuvalet kültürüyle insanlığı etkileyen ve bugünün 
teknolojisiyle kıyaslanamayacak kadar yüksek uygarlığıyla beş bin yıl öncesinden insanlık âlemine yön vermeye başlamışlardır. Uzun ve köklü bir geçmişi olan Türkler, tarihin önemli safhalarında tüm dikkatleri üzerine çekerek 
insanlık âlemini de etkilemişlerdir.
Bu düşünceler doğrultusunda tarihçilerin anlatımlarına göre; bilinen beş bin yıla iktifa eden Türk tarihini anlatmaya başladığımız bu kitabı; köklerimizin uzandığı, Yunan kayıtlarında Skytai, Asur kaynaklarında İşkuza ve Pers 
kaynaklarında ise Sakalar olarak anılan İskitlerle başlatmak istedik.
Neden İskitler? Türk ve dünya tarihçileri, Türklerin ataları olan İskitlerin tarihini, M.Ö. 2500 ile M.Ö. 1700 yılları arasındaki Afanasiyevo kültürü ile 
başlatırlar. Türklerin savaşçı ve göçebe kültüre sahip olduğu, M.Ö. 1700 yılları sonrasında kitleler hâlinde Altay Dağları ile Tanrı Dağları arasındaki o bölgeye 
yayılmasından anlaşılmaktadır. Tarihte bilinen ilk Türk Devleti 
İskitlerdir(Sakalardır).
Türkçe konuşan, pek çok kavmin yanı sıra Moğollara bile Türkçe öğreten ve 
İskitler olarak bilinen ilk Türkler, bin yılı aşan bir süre boyunca tarih sahnesinde 
yer almayı başaran kavimlerin başında gelir. Doğu’da Çin Seddi'nden Batı’da 
Tuna Nehri'ne kadar oldukça geniş bir coğrafyaya yayıldıkları gibi kültürel miras bakımından da çok zengin bir Türk kültürüne sahiptirler. Mesela Türklere 
ait olan kurgan kültürünün temsilcileri arasında ilk öne çıkan kavim niteliğini taşırlar.
İskitlerin kökeninin Sümerlere dayandığı, Sümerlerin tarih sahnesinden 
silinmeleriyle Batı’ya göçen ön Türk toplumlarından bir tanesi oldukları bilinir. 
Medeniyetler tarihi konusunda otorite olarak kabul edilen Herodot da İskitler zamanında yaşamış dünya çapında ünlü bir tarihçidir. Tarihçi Herodot, İskitlerin 
Türk olduğuna dair mühim kanıtları da yaşadığı sürece tarih sahnesine 
sunmuştur. İskitlerin kültürel özellikleri ve fiziksel görünümleriyle Perslere 
benzemediğini de o dönemde ortaya koymuştur. Bunca yapılan bulgu ve araştırmalar, İskitlerin bir Turan kavmi olduğunu kanıtlamaktadır.
İskitler, kendi bölgelerinde dönemlerinin en ileri uygarlığını kurdukları gibi savaşçı kişilikleriyle savaşlarda atlı birlikleri kullanmada uzmanlaşmış bilinen 
ilk Türk devletidir.
Tarımda ve hayvancılıkta bölgesinde hâkimiyet kuran 
İskitlerin verimli topraklardan pek çok ürün elde etmeleri; koyun, at ve sığır sürüleri yetiştirmeleri, at üzerinde ok ve yay kullanmaları, metal işlemeciliği yapmaları, anıt mezarlar ve etkileyici sanat tarzları ile zengin bir kültüre sahip olmaları, İpek Yolu'nda ticari olarak önemli rol almaları ve giyim kuşamlarıyla Türk kültürü açısından ayrıcalık yaratıp bizleri diğer milletlerden farklı kılarak 
günümüze uzanmaları, binlerce yıl sonra bizleri köklerimizle buluşturdu. 
Kâşgarlı Mahmud, elde ettiği bilgileri nasıl yazıya geçirerek Dîvân-ı Lugâti’t-
Türk ile ortaya koyduysa, bizler de aynı düşünceler doğrultusunda Kökler ve Türkler kitabıyla Türklerin ihmal edilen ön tarihini ortaya koymaya çalıştık.
Biz bu kitabı yazarken yaptığımız araştırmalarda, Türk tarihinde aynı dönemi farklı tarihlerle anlatan kaynaklara ve anlatımlara da rastladık. Aynı tarihi 
konularda farklı görüşlere rastladığımızda zaman zaman kendi aklımıza başvurma gereği de duyduk. Kökler ve Türkler kitabında, hafızalarımızda 
biriktirdiğimiz beş bin yılı akıl süzgecimizden geçirerek kendimizce Türk insanına bir katkıda bulunması maksadını taşıyarak yorumladık.
Önce İskitleri ele alarak başladığımız ve Bulgarlarla sonlandırdığımız bu 
kitapta; aynı zamanda Hunları, Göktürkleri, Sabarları, Hazarları, Peçenekleri, Avarları, Türkeşleri, Karlukları, Uygurları, Kırgızları, Kıpçakları ve Kumanları;
yaşadıkları coğrafya, o günkü kültürleri, yaşam biçimleri, giyim ve kuşamları yanında inanç ve töreleri açısından da ele alarak ön Türk tarihine farklı bir bakış 
açısı getirmeye çalıştık.
Başlangıcı konusunda tartışmalar olsa da Türklerin tarihi, dünya tarihinin önemli bir parçasını oluşturur. Bugün Avrasya diye tabir edilen aslında Avrupa 
ile Asya’da ve Kuzey Afrika’da ortaya çıkan halkların tarihini yakından etkileyen Türkler, Doğu ve Batı kültürlerinden de etkilenerek Batı kültürünü 
Doğu’ya, Doğu kültürünü de Batı’ya taşımakla dünya coğrafyasında 
sosyokültürel açıdan önemli bir rol oynamışlardır. Kendi inançları olan Gök Tengricilik’ten sonra benimsedikleri yabancı inançları da kullanarak insanlığa 
inanç ve kültür açısından asırlarca öncülük yapmışlardır. Bu sayede kalabalık nüfuslarıyla geniş bir coğrafyaya yayılan Türkler, o gün farklı adlarla anılsalar 
da Türk kültürünü nesilden nesle aktarmışlardır.
Bizce Türk olmanın özü; dünyanın üzerinde var olduğumuz şu kısa 
hayatlarımızda, zamanın ruhunu kavramak ve zamana uymak olduğu kadar ölüm 
gelmeden önce her Türk insanının kimlik gerçeğini görmesini sağlamaktır. Türk olmak yerine şuurlu birer Türk olmak, sevgiyle köklerimize dokunabilmek ve bu kapsamda önce aklımıza yüklediğimiz tüm fazlalıkları, sahtelikleri ve kötülükleri, belleğimizden ayırmaktır.
Bir milletin başarısı; ancak milli güçlerinin birlik ve beraberliğinden geçtiğini kavramak ve aynı istikamete yönelmek ile mümkün olur.
Bundan sonra elde edilecek başarılar, Türk milletinin güç birliğiyle ortak hareket etmesiyle 
sağlanır; zaferleri gelecekte de tekrarlamak istiyorsanız aynı esasa dayandırmalısınız, diyen Atatürk’ün söylediği gibi öncelikle bir araya gelerek birlik ve beraberliğimizi korumalı ve her Türk insanını, bu birliğe 
inandırmalıyız.
Birbirleriyle uzlaşmış, birbirlerine destek olan insanlar, güçlerini zıtlaşmak yerine birleşmek için kullanmalıdırlar. Bu birlikten güç alarak yeni ufuklara açılacak yelkenlerini de mutlaka rüzgârın esiş yönüne göre ayarlamalıdırlar.
Kitap okuyan nesiller, gelecek nesillerin yetişmesinde de büyük önem taşırlar. Bir toplumun okuyan insanları çoğaldıkça, o toplumun kültürlü insanları 
bir o kadar çoğalacaktır ve toplum da bir o kadar gelişecektir.
İnanıyoruz ki kitap okumanın önemini kavrayan sizler, elinizdeki Kökler ve Türkler kitabını bir çırpıda bitirecek ve üzerinde düşünmeye doyamayacağınız 
bir kitap olduğunu da kavrayacaksınız. Türk tarihinin önemli safhalarının ve 
Türklerin nereden gelip nereye gittiklerinin yanında insanlık âlemine yaptıkları 
olumlu katkıları da derinlemesine düşüneceksiniz.
Bu kitap, özellikle Türk çocuklarımıza okuma alışkanlıklarını küçük yaşlarda 
kazandıracak niteliğe sahip olduğu gibi geleceğin yetişkinleri olacak 
çocuklarımızı kişilik sahibi yapacak ve onların birer Türk genci olarak Türk 
kimliğinin değerlerini anlamalarını sağlayacaktır. Çünkü kitap okumak, geçmişi 
tanımak ve o günleri yaşamış insanlarla konuşmak gibidir. İşte ancak o zaman 
atalarınızla buluşabilir, iyi duygularla beslenebilir, kendinizi bilgi birikimiyle 
donatabilir ve fikren yükselebilirsiniz.
Tarihini okuyarak özüne döndükçe, soy köküne bağlı kaldıkça, Türk 
milletinin her alanda başarılı olması da kolaylaşacaktır.
Bu düşünceler içinde, her kelimesinde güzel bir Türkçe kullanmaya özen 
gösterdiğimiz, okudukça okuyacağınıza, her Türk insanına tavsiye edeceğinize 
ve zamanla her satırını kavrayıp kendinizi Türk tarihinin derinliklerinde 
bulacağınıza inandığımız Kökler ve Türkler kitabı sayesinde beş bin yıllık Türk 
tarihinin evreleri, Türk devletleri ve ataları, aklınızda kalıcı bir şekilde yer edecektir.
Atatürk’ün gönüllerimizde yaktığı meşaleyle ve bizlere beş bin yıl sonra verdiği ilhamla kaleme aldığımız bu kitap, İslam öncesi Türk tarihinin kapılarını 
sizler için açacak, Türk kimliğinizin zedelenmemesi için mücadele edeceğiniz 
bir alana sizleri taşıyacak ve genç Türkiye Cumhuriyeti’ni ilelebet yaşatacak gücü, köklerinizde bulmanızı sağlayacaktır.
Tanrı Türk’ü, Türk de Türk’ü korusun!
Sami Sefer Coşkun – Yeliz Şenyerli

Azerbaycan'ın bağımsızlığının 107. yılı

Kars’ın Kurtuluşu: 30 Ekim 1920

Anadoludakiler Belgeseli’nde Serhat’ın Bereketi ve Emeği Ekranlara Taşındı

Kars Çayı kenarında akşamın huzuru, kalenin gölgesinde yaşanıyor

Kars'ta "Yaşayan Miras Festivali" başladı

“Bir Türkü, Bir Lider, Bir Vefa: Hoş Gelişler Ola Paşa”

Kars'ın Gazilik Madalyaları Nerde?

Kars’ta “Azerbaycan Film Gecesi” Düzenlenecek

Susuz’da 19 Eylül Gaziler Günü Törenle Kutlandı

Bursa Yenişehir Havalimanı’ndan Kars’a Uçak Seferleri Başlasın Talebi!

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.GALATASARAY A.Ş. 12 9 1 2 19 29
2.FENERBAHÇE A.Ş. 12 8 0 4 15 28
3.TRABZONSPOR A.Ş. 12 7 1 4 10 25
4.SAMSUNSPOR A.Ş. 12 6 1 5 7 23
5.GÖZTEPE A.Ş. 12 6 2 4 9 22
6.BEŞİKTAŞ A.Ş. 12 6 4 2 5 20
7.GAZİANTEP FUTBOL KULÜBÜ A.Ş. 12 5 3 4 -3 19
8.CORENDON ALANYASPOR 12 3 3 6 0 15
9.TÜMOSAN KONYASPOR 12 4 6 2 -2 14
10.ÇAYKUR RİZESPOR A.Ş. 12 3 4 5 -2 14
11.KOCAELİSPOR 12 4 6 2 -4 14
12.RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ 12 3 5 4 2 13
13.HESAP.COM ANTALYASPOR 12 4 7 1 -10 13
14.GENÇLERBİRLİĞİ 12 3 7 2 -5 11
15.KASIMPAŞA A.Ş. 12 2 6 4 -6 10
16.ZECORNER KAYSERİSPOR 12 1 5 6 -15 9
17.İKAS EYÜPSPOR 12 2 8 2 -9 8
18.MISIRLI.COM.TR FATİH KARAGÜMRÜK 12 2 9 1 -11 7