9396,02%1,40
38,04% 0,26
43,18% 0,06
4070,48% 0,21
6569,86% 0,00
Gecenin bir vakti gelen bir telefon sesiyle uyanıyorsan… ve o telefondan sonra baban telaşla üniformasını giyip koşarak evden çıkıyorsa, sen sıradan bir çocuk değilsindir. Sen bir polis çocuğusundur.
Polis çocuğu olmak demek, çocukken bile büyüklere ait cümleleri ezberlemek demektir. “Babam göreve gitti.” “Nöbetteydi.” “Yine operasyona çağırdılar.” “Bu bayram da yok.”
İşte sen o cümlelerle büyürsün. Ve büyürken öğrenirsin; bazı mesleklerin tatili yoktur, bazı görevlerin saati olmaz.
Bayram sabahı herkes yeni kıyafetleriyle büyüklerini ziyarete giderken, sen annenle sofraya tek tabak eksik kurarsın. Çünkü bilirsin, baban ya bir kavşakta trafik düzenliyordur ya da bir mahallede huzuru sağlamak için görev başındadır. Bazen hiç gelemez, bazen yorgunluktan gözünü bile zor açar. Ama o yorgun gözlerinde senin için parlayan bir şey vardır: gurur.
Her Siren, İçinde Bir Endişe Taşır
Polis çocuğu olmak, siren sesini duyar duymaz televizyona koşmaktır. Haberde geçen “bir polis memuru” ifadesi, senin kalbine saplanan bir soru işaretidir. “Acaba o mu?”
O kadar çok “acaba” biriktirirsin ki içinde, büyüdükçe sessizleşirsin. Çünkü kaygı, senin çocukluk arkadaşındır. Her sabah uğurladığın babanın ardından ettiğin dua, yaşından büyüktür. Ve her akşam evin kapısı açıldığında duyduğun ayak sesi, huzurun olur. Çünkü bilirsin ki, bugün de sağlam döndü.
Ama bazen o kapı açılmaz. O zaman telefon çalar. Ve annen birden ciddileşir. Yüzünde beliren o korku dolu bakış, senin ne kadar küçük olursan ol, her şeyi anlamana yeter.
Okulda Polis Çocuğu Olmak
Polis çocuğu olmak sadece evde değil, okulda da farklı hissettirir. Bir arkadaşın bir gün polisten korktuğunu söyler. Diğeri, “Baban gece gündüz adam mı kovalıyor?” diye sorar. Biri, “Onun babası hep silahla geziyor,” der. Gülersin. Ama bazen de içine çekilirsin. Çünkü senin için baba demek, sadece baba değildir. O; silah taşıyan, suçla savaşan, devletin gölgesinde yürüyen bir görev insanıdır.
Senin baban, eve gelse bile kafası görevdedir. Televizyonda bir suç haberi çıkar, dikkatle izler. Yüzü düşer. "Yine aynı mahalle," der. Ya da bir arkadaşına bir şey olmuş, bir olay çıkmış… Gözü telefonundadır, kulağı telsizde.
Ve sen, onun sessizliğinden öğrenirsin: Bu meslek sadece bir iş değildir. Bu bir yük, bir yemin, bir yaşam biçimidir.
Ama...
Tüm bu eksik sofralara, kaygılı gecelere, yarım kalan oyunlara rağmen, polis çocuğu olmak bir ayrıcalıktır da. Çünkü sen, her sabah ailesi için değil, koca bir millet için evden çıkan birinin evladısındır. Senin baban sadece seni değil, milyonları korumaya çalışan biridir. Ve bu senin içini hep hem korkuyla hem de gururla doldurur.
Çünkü sen bilirsin: Babana yapılan her saygı duruşu, biraz da senin sabrınadır.
Senin büyüdüğün ev, bir karakol gibi disiplinli ama bir sığınak gibi güvendedir.
Ve sen, küçük yaşta kocaman bir şey öğrenmişsindir:
Vatan sevgisi, önce evde başlar.
Polis çocukları, görünmeyen kahramanlardır. Onlar için çalan her siren, bir hatıradır. Ve onlar, sabırla, sevgiyle, sessizlikle büyüyen güçlü yüreklerdir.
Melikhan Alkaşı/Balkan Birikim