11073,27%0,94
42,18% 0,21
48,68% 0,07
5417,78% 0,55
8953,99% 0,00
Dün gece bir film galasına davetliydim. Sıradan bir akşam olacağını sanıyordum ama salonun kapısından içeri girdiğim anda, kalbime dokunacak bambaşka bir hikâyenin beni beklediğini hissettim.
Gala, Maximum Uniq Hall’ün o büyüleyici atmosferinde gerçekleşti. Işıklar söndü, perde açıldı ve o anda sadece bir film değil; bir annenin yüreğinden taşan sevginin, merhametin ve umudun hikâyesi başladı.
Bir Kadının Kalbinden Doğan Mucize
Antalya’da iki çocuğuyla hayata tutunmaya çalışan Gülsüm Kabadayı, geçimini temizlik işleriyle sağlayan, güçlü ama bir o kadar da yürek dolusu sevgi taşıyan bir kadındır.
Bir gün, kimsesiz bir genç olan Umut, ağır bir trafik kazası geçirir. Doktorlar “Bir ay bile yaşamaz” der. Ama Gülsüm, o gencin gözlerinde başka bir şey görür — bir yaşam kıvılcımı, bir umut.
Ve o anda karar verir: bu çocuğa annelik yapacaktır.
O günden sonra Gülsüm’ün kalbi, yalnızca kendi çocukları için değil, Umut için de atar. Onu sarar, kollar, şefkatiyle yeniden doğurur adeta. Zamanla aralarındaki bağ, sadece iki insanı değil, iki hayatı da dönüştürür. Sevginin dili, kan bağını aşar.
Gülsüm, sadece kendi evlatlarına değil, Umut’a da umut olur. Bir kadının kalbinden doğan sevgi, yepyeni bir ailenin temeli olur.
Gerçek Bir Hikâyenin Dokunaklı Yolculuğu
“Bi Umut”, Türk sinemasının en iddialı yapımlarından biri olarak, gerçek bir yaşam öyküsünü beyazperdeye taşıyor. Rusya’da dört kez “Kutsal Kadın” unvanıyla onurlandırılan Türk annesi Gülsüm Kabadayı’nın fedakârlık, cesaret ve iyiliğe adanmış yaşamı, bu filmle ölümsüzleşiyor.
Bir trafik kazası sonrası ailesiz, kimliği belirsiz kalan genç bir Rus’un hayatına, üç otistik çocuğuyla mücadele eden Gülsüm Kabadayı dokunuyor. Doktorların umudunu kestiği o genç, Gülsüm’ün sevgisiyle hayata yeniden tutunuyor.
Kan bağı olmadan, sevgiyle örülmüş bir aile kuruluyor… Ve o aile, insanlığın hâlâ umut dolu olduğunu kanıtlıyor.
İnsanlığın Kalbinden Yükselen Bir Ses
Yönetmenliğini Gökhan Arı’nın yaptığı, yapımcılığını Mustafa Uslu’nun üstlendiği “Bi Umut”; altı yıl süren büyük bir emeğin, inancın ve sevginin ürünü.
Hülya Duyar ve Leon Kemstach’ın başrolleri paylaştığı film, yalnızca bir hikâye değil; insanlığın özünü hatırlatan, kalplerde iz bırakan bir yolculuk.
Gala gecesinde salondaki herkes aynı duyguda birleşti: bir annenin sevgisi, dünyadaki en güçlü şeydir.
“Bi Umut”, adının hakkını veriyor — çünkü bu film, gerçekten bir umut.
“Melikhan Alkaşı / Balkan Birikim”
Yazarın Notu:
O gece salondan çıktığımda gözlerim doluydu, ama içimde derin bir huzur vardı. Bir annenin yüreğinden taşan sevginin, bir insanın kaderini nasıl değiştirebildiğine bir kez daha şahit oldum.
“Bi Umut”, sadece izlenmiyor; kalbe kazınıyor.







