Tarih: 15.12.2025 01:31

TEMA Vakfı Lüleburgaz Sorumluluğu KEPİRTEPE Anadolu Lisesinde ORMAN Sunumu Gerçekleştirdi.

Facebook Twitter Linked-in

22 Kasım 2025 tarihinde Toprağa Saygı yürüyüşünde TEMA Vakfı Lüleburgaz Sorumluluğu ile birlikte Longoz Ormanlarında "Nükleere HAYIR " Kepirtepe Anadolu Lisesi TEMA gönüllülerine gönüllü kartları takdim edildi. ORMAN Sunumu yapıldı. 

TEMA Vakfı Temsilcileri Resül Çokan ve Sibel Kocaman ile Aktif Gönüllü Ekipleri sunumda şu konulara değindi; Ormanlar karasal biyolojik çeşitliliğin yüzde kaçına ev sahipliği 

yapar? %80 Ormanların işlevleri nelerdir?Ormanların azalmasının sonuçları nelerdir? O rman yangını riskini artıran iklim  değişikliğine bağlı küresel ısınmanın etkileri nelerdir? Ekosistem, Biyolojikçeşitlilik, Endemik nedir? 

Dünyada 25 farklı ekosistem tanımlanıyor ve bu ekosistemler özelliklerine göre çeşitlilik gösteriyor. Denizel ve karasal ekosistemleri,  tatlı su ekosistemlerini, yeraltı ekosistemlerini, kıyı lagünü, bataklık, gel-git bölgeleri gibi geçiş ekosistemlerini bu alanlar içinde düşünebiliriz. Çöl ekosistemindeki kaktüsler suyu depolayarak kuraklığa uyum sağlar, develer bu zorlu koşullarda yol alır. Deniz ekosisteminde, mercan  resifleri rengârenk balıklara yaşam alanı sunar. Göl ekosisteminde  kurbağalar, su kuşları ve sazlık bitkileri bir arada denge oluşturur. Dağ  ekosisteminde kartallar yükseklerde süzülürken, karların arasındaçıkan dayanıklı bitkiler yaşamını sürdürür. Bozkır ekosisteminde ise  geniş otlaklarda yaşayan gelengiler bu ekosistemin dikkat çekici canlılarıdır. Tüm canlılar içinde yaşadıkları ekosistemle uyumlu bir  şekilde yaşamlarını sürdürür. Orman ekosistemleri, dünyadaki kara alanlarının yaklaşık %30'unu kaplar. Tabii bu oran yeryüzünde eşit şekilde dağılmaz. Amazon gibi  yağmur ormanları Güney Amerika'nın büyük bir bölümünü kaplarken,  Afrika'da Kongo Havzasında, Asya'da Endonezya ve Malezya çevresinde de çok geniş tropikal ormanlar vardır. Ilıman kuşakta  Avrupa, Kuzey Amerika ve Asya'da yaygın yapraklı ve iğne yapraklı   bulunur. Soğuk bölgelerde ise tayga adı verilen iğne yapraklı  ormanlar çok geniş alanlara yayılır.

 Ülkemizdeki ormanlık alanlar ülke yüzölçümünün yaklaşık yüzde kaçını oluşturuyor olabilir? Türkiye yüzölçümünün yaklaşık %30'u ormanlarla kaplıdır. Bu da  yaklaşık 23 milyon hektar eder. Yüzölçümü bakımından bu alan, Ankara yüzölçümünün yaklaşık 9 katına eşittir.

 

Ormanlar sizce nasıl oluşur?  Ormanlar iki farklı şekilde oluşur. Bazı ormanlar tamamen doğal olarak, yani kendiliğinden büyüyüp gelişir. Bazı ormanlar ise insanların  yaptığı ağaçlandırma çalışmaları ile oluşur. Boş arazilere diktiğimiz  fidanlar uzun yılların ardından büyüyerek yeni ormanları meydana  getirir.  Doğal yolla oluşmuş ormanların büyük bir kısmının yapısı geçmişten  günümüze kadar yapılan çeşitli faaliyetler sonucu insan eliyle  değiştirilmiştir ya da yakın zamanda yangın, fırtına, hastalık gibi  nedenlerle yıkıma uğradıktan sonra oluşmuş genç ormanlardır.  Bunların dışında kalan, insan etkileri sonucunda yapısında belirgin  değişikliklerin olmadığı, mevcut ağaçların büyük bölümünün yaşlı  ağaçlardan oluştuğu ormanlar ise doğal yaşlı ormanlardır.

Ülkemizde orman alanlarında en yaygın görülen üç ağaç ise; meşe,  kızılçam ve karaçamdır. Ülkemizde 185 farklı ağaç türü bulunur. Bu türlerin büyük bölümü orman ekosisteminde doğal koşullar altında kendiliğinden yetişip  çoğalabilen, bulunduğu bölgenin iklim ve toprak özelliklerine uyum  sağlamış asli ağaç türleridir. Ağaçlar birbiriyle nasıl iletişim kurabilir? Ağaçların köklerinin etrafında yaşayan minicik mantarlar, köklerin  ucundan başka köklere doğru uzanır. Böylece toprak altında  kilometrelerce uzunlukta bir ağ oluşur. Bu ağı tıpkı bir telefon hattı ya  da internet ağı gibi düşünebiliriz.

Bu gizli ağ sayesinde ağaçlar birbirlerine su, mineral ve şeker  gönderebilir. Örneğin genç ve küçük bir ağaç yeterince güneş ışığı  alamıyorsa, yanında duran büyük ağaç ona fotosentezle ürettiği şekeri  paylaşabilir. Böylece küçük ağaç aç kalmaz, büyümeye devam eder. Bu orman ağı sayesinde ağaçlar sadece yiyecek paylaşmaz; tehlike  anında da haberleşebilirler. Bir ağacın yapraklarını tırtıllar kemirmeye  başladığında, ağaç kökleri aracılığıyla sinyaller gönderir. Sinyali alan  diğer ağaçlar savunmaya geçer. Yapraklarının tadını değiştirirler; artık acı ya da kötü tatlı hale gelir.

Bazı ağaçlar ise dallarından özel kokular salgılarlar. Bu kokular tırtılları kaçırabilir ya da tırtılların düşmanlarını (örneğin böcek yiyen kuşları) çağırabilir. Yani ormanda bir ağaç zarar gördüğünde, aslında yalnız değildir. Diğer  ağaçlar onun yardım çağrısını duyar ve birlikte önlem alabilirler. Ormanlar, doğanın dengesini korumak için hangi görevleri  üstlenir? Karbon yutağıdır: Ağaçlar, fotosentez sırasında havadaki i   karbondioksiti alır ve yaprak, dal, gövde, kök gibi dokularında  organik karbon olarak depolar. Böylece iklim değişikliğini  yavaşlatmaya yardım eder. Ağaçlar, atmosferden aldıkları  karbondioksiti toprakta da depolanmasını sağlarlar. Bu sayede ormanlar, iklim değişikliğine karşı en güçlü doğal  savunucularımızdan biri olan karbon yutağı işlevi görür.

Havayı temizler, hava kalitesini artırır: Ağaçlar fotosentez  yaparken yalnızca oksijen üretmekle kalmaz aynı zamanda havadaki kötü kokuları ve kirletici gazları (azot oksitler, amonyak, kükürt dioksit ve ozon) emer; zararlı parçacıkları ise  yapraklarında ve kabuklarında hapsederek havayı temizlerler. Erozyonu önler: Ormandaki ağaçlar, çalılar ve otsu bitkiler kökleri ile toprağı sıkıca sararak toprağın tutulması için gerekli olan mekanik yapıyı sağlar. Ormandaki bitkilerden yere düşen yapraklar, sürgünler ile toprağı halı gibi örter, yağmur  damlaları toprağı yerinden oynamasını engeller.

İklimi düzenler: Bulundukları bölgede havayı serinletir, sıcaklık ve nemi dengelerler. Ormanlardan buharlaşan su, bulutların 

oluşumunu ve yağışları destekler. Biyoçeşitlilik için yaşam alanıdır: Bitkilerden hayvanlara, mantarlardan bakterilere kadar sayısız türün evidir. Farklı katmanlarda yaşayan canlılar ekolojik dengenin korunmasını 

sağlar. Besin ve toprak döngüsünü destekler: Organik maddeleri  parçalayarak toprağı besler, verimliliğini artırır. Canlıların besin  zincirine katkı sağlar. Su döngüsünü destekler: Kökleriyle yağmur sularının toprağa  süzülmesini kolaylaştırır, yeraltı sularını besler. Ağaç kökleri  tıpkı birer kanal gibi çalışarak yağmur suyunun hızla akıp gitmesini önler, toprağın derinliklerine ulaşmasına yardımcı  olur.Genetik çeşitliliği korur: Genetik çeşitlilik, türlerin hastalıklara,  iklim değişikliğine ve çevresel tehditlere karşı dayanıklı olmasını  sağlar. Ormanlar da türlerin evrimsel süreçlerini sürdürmesine 

katkı verir. İnsanlara ürün sağlar: Ahşap, reçine, yakacak, tıbbi bitkiler,  meyveler ve mantarlar sayesinde pek çok ürün imal edilir. İlaç kaynağıdır: Pek çok ilacın hammaddesi ormanlarda  bulunan bitkilerden elde edilir. Bazı mantar ve bakteriler  antibiyotik ve tedavi edici maddeleri üretmek için kullanılır.  Turizm alanı sunar: Dinlenme, spor ve turistik faaliyetler için  alan oluşturur. Kültürel ve eğitimsel olarak deneyim alanı  sağlar. Kültürel ve estetik değer taşır: İnsanlara ilham verir, yaşamla  kurulan bağı güçlendirir. Kültürel mirasın olarak önemli bir yeri   vardır.  Doğal laboratuvardır: Eğitim ve bilimsel araştırmalar için eşsiz  bir ortamdır. Ormanlarda tanımlanmamış türler yeni keşiflere olanak tanır.

 Yaşama sunduğu bu katkılara rağmen ormanlar çeşitli  sebeplerle hızla tahribata uğruyor. Bu duruma sizce neler sebep  olabilir? Ormanlardan yeni tarım alanları açılması Ormanlık alanlarda izinsiz hayvan otlatılması Ormanlardan kontrolsüz ve aşırı ağaç kesimleri Ormanlık alanlardan verilen madencilik, turizm, enerji, ulaşım gibi izinler nedeniyle arazi tahribatı Orman yangınları gibi sebepler orman ekosistemlerini  olumsuz yönde etkiler.  Ormanlık alanlar, tarla ve mera açmak için daralıyor. Hayvanların kontrolsüz otlatılması genç fidanların büyümesini, ormanın kendini  yenilemesini engelliyor. Bu yüzden bitki örtüsü zayıf kalıyor. Kullanılan tarımsal ilaçlar (pestisit) ve gübreler yağmurlarla yeraltı  sularına karışır ve ekosistemlere doğrudan zarar veriyor.  Ülkemizde ve dünya genelinde yok edilen ormanlık alanların bir  bölümü hayvancılıkta kullanılan yem bitkileri ve soya gibi bitkiler  yetiştirilmek için kullanılıyor.  Ayrıca paketli ürünlerde bulunan bir ürüne karşı artan talep yine yağmur ormanlarındaki alanları olumsuz yönde etkiliyor.  Aldığınız paketli ürünlerin  etiketlerine baktığınızda bu yağın ismini görebilirsiniz.  Palm yağı; çikolata, bisküvi, cips, sabun, şampuan gibi binlerce üründe  kullanılır. Tropikal yağmur ormanlarından elde edilen palm yağının  üretimi için ormanlar büyük oranda tahrip ediliyor. 1 ton kâğıt üretmek için yaklaşık 17 ağaç kesiliyor. Aynı miktarda  kâğıdı geri dönüştürmek ise %60 daha az enerji ve %50 daha az su  tüketiyor. Kullanımı azaltmak ise daha az talep oluşturuyor.  Bununla beraber kaçak ya da kontrolsüz olarak yapılan ağaç kesimleri erozyona sebep oluyor, toprak verimsizleşiyor. Uzun vadede iklim ve su  kaynaklarının etkilenmesine sebep oluyor.

Orman yangınlarından ekosistemler nasıl etkilenir? Toprağı koruyan bitki örtüsü yok olur. Toprak erozyona karşı savunmasız kalır ve verimli üst toprak yok olur. Hayvanların yaşam alanları zarar görür. Canlıların yuva yapacak, yiyecek bulacak yerleri kalmaz. Yaban hayvanları zarar görür. Özellikle yavrular ve hareket kabiliyeti sınırlı türler tehlike ile karşı karşıya kalır.

Bazı türler göç etmek zorunda kalır. Hayvanların yer değiştirmesi farklı bir alandaki ekosistemin dengesini  bozabilir. Yangın sırasında atmosfere büyük miktarda karbon gazı salınır. Bu da iklim değişikliğini hızlandırır. Ekosistemleri doğrudan etkileyen ve yıkıcı sonuçlara neden ola orman yangınlarını engellemek için neler yapabiliriz? Doğa gezilerine çöp çıkarmayacak şekilde hazırlanarak  çöplerimizi doğaya bırakmamak ve ormanda ateş  yakmamak hepimizin sorumluluğu. Ormanda vakit  geçirirken, farklı türlerin yaşam alanında olduğumuzu  unutmadan, dikkatle hareket ederek; hem ormanları  hem de içinde yaşayan canlıları tanıyalım, koruyalım.  Ormanda çöp, plastik, cam şişe bırakmadan, izin verilen alanlarda ve zamanlarda ateş yakmadan piknik  yapalım. Ormanda sigara içenleri, izmaritlerini yere atanları uyaralım. Bahçelerden, tarlalardan çıkan budama artıklarının  yakılmaması için gerektiğinde hatırlatma yapalım.  Yakan kişileri yetkili mercilere bildirelim. Budama  atıkları kompost üretimiyle dönüştürülerek toprağa yararlı hale getirilebilir. Düğün ve benzeri organizasyonlarda kullanılan havai  fişek, dilek balonu gibi yanıcı maddeleri kullanmayalım,  kullananlara tehlikeleri konusunda bilgi verelim. Orman yangını ile karşılaşılan durumlarda Acil Çağrı Hattı 112 veya  Orman Yangını İhbar Hattı 177'yi arayabiliriz. İnteraktif eğitim yöntemiyle oldukça verimli geçen sunum hem temsilcilerle okul idaresi, hem öğrenciler tarafından beğenildi.

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —