Basın özgürlüğünün simgesi olan 24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı, İstanbul Gazeteciler Derneği (İGD) tarafından anlamlı bir etkinlikle kutlandı. Dernek üyeleri, Çatalca Çanakça'daki Keyif Et Mangal Restoran'da bir araya gelerek hem mesleki dayanışmayı pekiştirdi hem de artan baskı, sansür ve susturma çabalarına karşı güçlü bir duruş sergiledi. Etkinlikte verilen ortak mesaj netti: "Gerçekleri yazmaktan, halkın haber alma hakkını savunmaktan asla vazgeçmeyeceğiz."
Mesaj Sadece Bir Dernekten Değil, Bir Meslek Camiasından Geldi
İGD Başkanı Hasan Hınıslı'nın sözleri sıradan bir kutlama konuşmasından çok öteydi. Yıllarca korkarak yazan bir kuşağın içinden gelen bir gazeteci olarak "Artık korku bitti" derken, bu cümle aslında binlerce gazetecinin ruh halini yansıtıyordu.
Hınıslı'nın çıkışı, yalnızca meslektaşlara değil, aynı zamanda gazeteciliği itibarsızlaştırmaya çalışan siyasi yaklaşımlara da sert bir yanıttı. "Ne yazmaktan vazgeçeceğiz, ne de konuşmaktan" sözü, Türkiye'deki bağımsız basının hâlâ dirençli damarının olduğunu hatırlattı.
24 Temmuz: Bayram Değil, Hafıza ve Direniş
Dernek Başkan Vekili Mustafa Dolu'nun "24 Temmuz bir bayram değil, direnişin adıdır" sözü bu günün gerçek anlamını ortaya koyuyor. 1908'de sansürün kaldırılmasıyla başlayan tarih, 2025 Türkiye'sinde hala sansüre karşı verilen mücadeleyle devam ediyor.
Bu mücadele, artık sadece gazetecilerin değil, gerçek bilgiye ulaşmak isteyen herkesin meselesi.
Siyaset ve Gazetecilik Kesişiminde: Eşref Eker'in Vurgusu
İBB Meclis Üyesi ve gazeteci kökenli siyasetçi Eşref Eker'in sözleri ise bu direnişin toplumsal boyutuna işaret etti. "Gazeteci sustuğunda halk körleşir" diyen Eker, özgür basının sadece gazetecilerin değil, demokrasinin temel taşı olduğunu hatırlattı.
Bu mesaj, özellikle seçim dönemleri öncesinde manipülasyon ve dezenformasyonla kuşatılan kamuoyuna doğrudan bir uyarı niteliğindeydi.
İGD: Artık Bir Kurumdan Fazlası
İGD eski Başkanı Metin Karakoç'un sözleri, bu yapının sadece bir dernek değil, aynı zamanda bir "mesleki vicdan platformu" haline geldiğini gösterdi. "Artık sadece bir kurum değil, meslek onurunun çatısıyız" diyerek gazetecilerin yalnız olmadığını vurguladı.
Bugün Türkiye'de birçok gazeteci, mesleğini icra ederken sadece haberle değil, aynı zamanda yargı baskısı, sosyal medya linçi ve ekonomik ambargolarla da mücadele ediyor. Bu koşullarda "yalnız değilim" hissi, dayanışmanın en güçlü silahı haline geliyor.
Gerçekleri Yazmak Direnmektir
24 Temmuz buluşmasında verilen en güçlü mesaj belki de buydu:
"Gerçekleri yazmaya devam edeceğiz."
Bu ifade, sadece mesleki bir iddia değil; aynı zamanda toplumsal bir sorumluluk. Çünkü gerçeklerin üzeri örtüldüğünde, sadece gazeteciler değil, toplum da karanlıkta kalır.
İstanbul Gazeteciler Derneği bu yıl bir kez daha gösterdi ki, özgür basın hâlâ nefes alıyor. Zor şartlara rağmen nefes almaya devam ediyor ve susmuyor.
Ayten Akaşı/Balkan Birikim
